11 Eylül 2016 Pazar

Çürüme



...
"Bir kağıdım, bir kalemim ve üzeri çizilecek bir kaç ismim var"
...


Bir koku duyuyorum uzun zamandır odamda. Anlam veremediğim, beni rahatsız eden ancak sabırla sebebinin kendiliğinden ortaya çıkmasını beklediğim bir koku var.

İçimden bağıran bir ben var Dünya'ya...

Bir ses duyuyorum uzun zamandır rüyalarımda. Kendine çağıran ama kötülük ve iyiliğin sevişmesinden peydahlanan bir ses bu...

Sabrediyorum, hatalar silsilesi içinde kaybolmuş rolü yapıyorum...

Bir tat alıyorum ben bu hayattan. İçinde biraz sevginin acılığı, güvenmişliğin pişmanlığı ve kaybederken kazanmanın verdiği hazzı tat alıyorum bu yemekten, ben.

Keşke diyorum, keşke insanların suratlarına bakarken kendi aynam gibi düşünmeseydim diyorum.
Keşke diyorum, kendim gibi bilmekle hata yaptığım insanlara ne kaybettiklerini anlatabilseydim.

Bir çizik atıyorum ben bu gece hislerime...
Bir çizik atıyorum gülüşüme, sessizliğime bir çizik atıyorum...

Bir kağıt kopartıyorum ben defterimden, isimleri bir bir özenle yazıyorum bu gece...
Günümde ve geçmişimde benliğimi hiçe sayan kim varsa yazıyorum bu gece...

Çiziyorum sizi birer birer, bir çizik atıyorum isimlerinizin üzerlerine.
Gecenin en karanlık anının şafak vakti olduğunu bildiğim gibi, affetmeyeceğim bu çizikleri sana söz çocuk.

Şimdi bir gülüş bahşedeceğim sana, güzel bir şarkı mırıldanacağım, lezzetli bir şeker vereceğim ve karşına geçip üzerinin nasıl çizildiğini izleyeceğim...

Keşkeler için artık çok geç, artık çok geç, artık çok geç....